MEME KANSERİ
Kanser günümüzde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak hala gündemdeki yerini korumaktadır. Sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sıradaki kanser, öldürücülüğü yanında bıraktığı sakatlıklar ve tedavisindeki yüksek maliyetler nedeniyle iş gücünde ve ülke ekonomisinde çok ağır kayıplara neden olmaktadır.
Meme kanseri Türkiye’de ve dünyada kadınlarda en sık görülen ve aynı zamanda da en sık ölüme neden olan kanser türüdür. Ülkemizin de 24 aktif üyesinden biri olduğu Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC)’ın en son kanser istatistiklerinde; sınırlı birkaç ülke hariç meme kanseri dünya genelinde kadınlarda en sık görülen kanser olarak belirtilmiştir. Özellikle meme kanserinin risk faktörleri arasında yer alan obesite, sağlıksız beslenme, doğum yapmama, geç yaşta gebelik gibi faktörlerin bunda etkin olduğu bilinmektedir.
Ülkemizde meme kanseri insidansı yani her yıl teşhis edilen yeni kanser sayısı; her yüzbin kişide 44 iken (Kanser Daire Başkanlığı), dünyada her yüzbin kişide 43, gelişmiş ülkelerde ise her yüzbin kişide 73’tür. Bu verilerden de görüldüğü üzere meme kanseri insidansımız gelişmiş ülkelere nazaran düşük de olsa mevcut rakamlar her geçen gün artmaktadır. 2013 yılında kanser kayıtçılığında gerçekleştirdiğimiz yeni uygulamalar ile artık Türkiye’de ulusal bazda kanser yaşam oranlarını veren az sayıdaki ülkeler arasına girmiştir. İlk analiz sonuçlarımıza göre, meme kanseri olgularında tüm evreler için ortalama yaşam süremiz gelişmiş ülkeler ile aynı düzeydedir. Elbette bu başarıda gerek kanser alanında çalışan hekimlerimizin üstün tecrübeleri, gerekse tedaviye ulaşım da ülkemizin gösterdiği sosyal politikalar, gerekse de her geçen gün artan oranlarda görülen erken teşhis oranlarımızın payı büyüktür.
Mamografi taramasını standart olarak yapan ülkelerde meme kanseri mortalitesi azalmaktadır. Son yıllarda bazı bilimsel yayınlarda mamografinin etkinliği zaman zaman tartışılsa da; Kanser Daire Başkanlığımız gerek ulusal, gerekse de uluslararası danışmanları ile her türlü veriyi sürekli takip etmekte ve kamuoyu ile paylaşmaktadır. Hali hazırda ulusal tarama programlarımızda herhangi bir değişikliğe gerek duyulmamıştır. Zaman zaman basında mamografi üzerinde tartışmalar olsa da; Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) meme kanseri ile mücadelede tüm dünya ülkelerini gerek önleme, gerek erken teşhis-tarama ve gerekse tedavi ulaşım olanakları açısından eyleme geçmelerini tavsiye etmiştir. Ülkemizde de ulusal tarama standartlarımıza göre 40-69 yaş arasındaki kadınlara 2 yılda bir mamografi çekimi yapılmaktadır.
Bir tarama programının başarıya ulaşabilmesi için toplum tabanlı olması ve hedef nüfusun %70’ni kapsaması gerekmektedir. Sağlık Bakanlığımızın Sağlıkta Dönüşüm Programı ile toplum tabanlı kanser taramalarına yönelik, ülke genelinde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurulmuş olup hâlihazırda ülkemizde 127’si sabit 14’ü mobil üniteler olmak üzere 141 adet KETEM mevcuttur, 2015 yılında 46 tane dijital mamografi alımı gerçekleştirilmiş olup yeni açılan KETEM’lere kurulumu tamamlanmak üzeredir. 2015 yılında açılan yeni KETEM’lerin 6 adedi İstanbul’a açılmaktadır. 2016 yılında ise 40 adet mamografi alınması planlanmakta olup 13 adedi İstanbul’da yeni açılacak olan KETEM’lere kurulacaktır. Yeni KETEM’ler olabildiğince hastane dışında ulaşımı daha kolay Sağlıklı Yaşam Merkezi şeklinde planlanmakta olup tarama oranlarımız yeni açılan KETEM’lerle birlikte giderek artmaktadır. 2015 yılında ayrıca 10 adet yeni mobil KETEM hizmete girecektir. Böylece toplam KETEM sayısı 24’ü mobil olmak üzere toplam 197’ye ulaşacaktır.
Tarama oranlarının etkin düzeylere ulaşmasını ve halkın katılımını arttırmak amacıyla KETEM’ler ile birlikte kanser taramalarına Aile Hekimlerinin de entegrasyonu sağlanmıştır. Ayrıca ülke genelinde halihazırda hizmet sunmakta olan mobil mamografi cihazlarının yanısıra alınan 10 adet yeni mobil mamografi cihazı 2016 yılı başında hizmet sunumuna başlayacaktır. Mobil üniteler tarama bölgelerini yılda iki kez ziyaret edecektir ve kurulacak olan Komuta Kontrol Merkezi ile takip edilecektir. Mobil ünitelerde ve KETEM’lerde çekilen mamografi görüntüleri Ankara’da teknokenti olan bir üniversitede kurulan raporlama merkezine online olarak aktarılacak ve her mamografi en az iki radyoloji uzmanı tarafından merkezi olarak raporlanacaktır. Proje kapsamında çalışacak olan radyoloji teknisyenleri ve radyoloji uzmanları çalışmaya başlamadan önce eğitime alınacak ve Avrupa kalite kriterleri (yapılan biopsi tipi, lenf pozitiflik oranı, saptanılan kitle çapı vb.) doğrultusunda, Türk Radyoloji Derneği ve Meme Hastalıkları Dernekleri Federasyonu tarafınca denetim yapılacaktır. Pozitif çıkan olgular üst teknoloji cihazlara sahip teşhis merkezlerine yönlendirilecektir. 81 ilimizde tarama sonrasında hizmet verecek teşhis merkezleri kurulmuştur. 2014 yılında ülke genelinde yaklaşık 2 milyon, 2015 yılının ilk 6 ayında ise bir milyonun üzerinde kadın meme kanseri taramalarına katılım göstermiştir. Aile hekimlerinin katkısı, yeni açılan mobil ve yerleşik KETEM’ler ile meme kanseri taramalarına katılımın hergeçen gün artmasını hedefliyoruz. Elbetteki meme kanseri taramalarında gerek çekimi yapan röntgen teknisyenlerimizin, gerekse mamografileri raporlayan radyologlarımızın katkısı büyüktür. Tarama programında başarıya ulaşılabilmesi için kadınlarımızın taramaya davetinden başlayarak kanser teşhisine ve tedavisine kadar tüm aşamalarda sunulan hizmetlerin takip edilmesi gerekmektedir. Taramadan teşhise meme kanseri taramalarının tüm sürecinde önemli bir yere sahip olan röntgen teknisyenlerimize özel bir beceri gerektiren mamografi çekim tekniğinin pekiştirilmesi amacıyla yılda iki defa teorik ve pratik hizmet içi eğitimler yapıyoruz, hep birlikte kadınlarımıza daha kaliteli hizmet için çalışıyoruz. Meme kanseri tarama programının vazgeçilmezleri olan röntgen teknisyenleri ile radyologlarımıza da bu vesile ile teşekkür ediyoruz.
Meme kanseri tarama programlarında hedefimiz; yurt genelinde vatandaşlarımızın en az %70’ini kapsayan, Avrupa Birliği Kalite Standartlarına uygun ve tek elden yürütülen bir tarama programının yerleştirilmesi ve meme kanseri taramalarında her bireyin tek tek takibi, eğitimi ve farkındalık oluşturulmasıdır. Bu vesile ile erken teşhis yolu ile meme kanserinden ölümlerin azaltılması, yaşam kalitesinin arttırılması, meme koruyucu cerrahilerin daha fazla oranda uygulanması ve iş gücü kaybının en aza indirilmesi amaçlanmaktadır.
Kanser Daire Başkanı Doç.Dr.Murat GÜLTEKİN