1

Sağlık Meslek Örgütleri Şiddete Karşı Toplandı

Türk Medikal Radyoteknoloji Derneğin’in de içinde olduğu Sağlikta Şiddet Çalistayi 17 Saglik Meslek ve Emek Örgütü ile gerceklesmistir.




26 Şubat 2010 Sağlık haftası eylem haftası olacak

Sağlık haftası eylem haftası olacak
Aralarında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Türk Tabipleri Birliği, Devrimci Sağlık-İş Sendikası’nın da bulunduğu sağlık alanında örgütlü örgütler, dün TTB de bir araya gelerek 14 Mart Sağlık Haftası boyunca taleplerini sokaklara taşımak üzere yapacakları eylem ve etkinlikleri basınla paylaştılar.
Aralarında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Türk Tabipleri Birliği, Devrimci Sağlık-İş Sendikası’nın da bulunduğu sağlık alanında örgütlü örgütler, dün TTB de bir araya gelerek 14 Mart Sağlık Haftası boyunca taleplerini sokaklara taşımak üzere yapacakları eylem ve etkinlikleri basınla paylaştılar.
Ortak açıklamayı okuyan Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği Genel Başkanı Nezaket Özgür, yürütülen sağlık politikalarına dair endişelerini bugüne dek ifade ettiklerini, ancak çabalarının bunları durdurmaya yetmediğini belirtti. Sağlık çalışanları olarak mesleklerine, özlük haklarına, geleceklerine ve halkın sağlık hakkına sahip çıkmak için yine çaba içerisinde olacaklarını söyleyen Özgür, “Alnımızın teriyle çalışıyor, sadaka istemiyoruz. Eşitlik istiyoruz; insanca çalışmak, insanca yaşamak istiyoruz. İnsan ihaleyle çalıştırılamaz, sağlıkta taşeron olmaz diyoruz” dedi.
Özgür, taşeronlaştırmanın sağlık emekçilerinin çalışma koşullarında ve sağlık hizmetleri sunumunda yarattığı yıkıma son verilmesi, taşeronlaştırmaya son verilmesi, taşeron sağlık işçilerinin kadroya geçirilmesi talebiyle 26 Şubat Cuma günü saat 12.30’da Başbakanlık önünde olacaklarını aktardı.
İL SAĞLIK MÜDÜRLÜKLERİNE YÜRÜNECEK
Özgür, 10 Mart’ta işyerlerinde “Katılım payı kaldırılsın” demek üzere vatandaşlara yönelik bildiriler dağıtarak basın açıklamaları yapacaklarını ifade etti. Özgür, taleplerini şöyle sıraladı: “4-b, 4-c, 4924, vekil ve taşeron adı altında güvencesiz, esnek, kuralsız, angarya çalıştırılmaya son verilmesi; tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının, tek statüde ve güvenceli çalıştırılması; insanca yaşamaya yetecek temel ücret ödenmesi, meslek ve görev tanımlarının yapılması, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamının sağlanması, Tam Gün Yasası’nın iptal edilmesi, Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı’nın geri çekilmesi, katkı ve katılım payı gibi ücretlerin kaldırılması, sağlık hakkının güvenceye alınması.”
Özgür, bu taleplerini dile getirmek üzere 12 Mart tarihinde İl sağlık Müdürlükleri önüne yürüyeceklerini söyledi.
Özgür, hükümetin halkı kandıran, sağlık çalışanları ile halkı karşı karşıya getirmeye çalışan tutumuna karşı sağlık örgütlerinin temsilcileriyle 14 Mart günü Sağlık Bakanlığı’na siyah çelenk bırakacaklarını ve tüm illerde sağlık yürüyüşleri düzenleyeceklerini bildirdi.




14 Mart 2010 Siyah Çelenkler İle Protesto edildi.

14 MART 2010 SİYAH ÇELENKLER İLE PROTESTO EDİLDİ. Sağlıkta yaşanan olumsuzlukları ve alehte çıkan yasaları sağlıkta yıkım politikalarını protesto etmek için Hacettepe Üniversitesi önünde toplanan Sağlık Çalışanları Sağlık Bakanlığına yürüyerek siyah çelenk bıraktılar.

 




24 Mart 2010 Kamu Hastaneler Birliği Yasa Tasarısı’na İlişkin Basın Açıklaması

24 MART 2010

BASIN AÇIKLAMASI

HALKI VE SAĞLIK ÇALIŞANLARINI HASTANELERİNE VE HAKLARINA SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ!

Türkiye’de sağlık hizmetleriyle ilgili beklenti, özellikle işsizliğin, yoksulluğun ulaştığı boyut düşünüldüğünde çok açıktır: Hizmet sunumunun düzeltilmesi, herkes için eşit, ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir hale getirilmesidir. Bir başka deyişle devletin sosyal sorumluluklarından kaçması değil bütünüyle sağlık, eğitim, sosyal güvenlik başta olmak üzere sosyal bir devlet haline gelmesidir.

Ne yazık ki tam tersine, bugün Türkiye’de sağlık alanının piyasalaştırılması süreci uluslararası ölçekte bir program olarak yürütülüyor. GSS, aile hekimliği pilot uygulaması gibi programın ana bileşenlerinden olan dönüşümlerden sonra sıra Kamu Hastane Birlikleri’ne (KHB) gelmiş bulunuyor.

Kamu Hastane Birlikleri yasa tasarısının halk ve sağlık çalışanları için anlamı nedir?

Hükümet tasarının amacını nasıl sunarsa sunsun Türkiye’nin son 20 yıllık özelleştirme deneyimini bilenler için artık gerçek çok açık ortadadır. Halkın malı olan hastaneler bir kar alanı olarak görüldüğünden özelleştirilecektir. Tasarının 6. maddesinde yazıldığı gibi Birliğin her türlü araç, gereç, malzeme, taşınırları ile tapuda birlik adına kayıtlı..taşınmazları kiralanabilecek, gerektiğinde satılabilecek, devir ve takas işlemleri yapılabilecek, çalışanlar sözleşmeli statüde istihdama yöneltilecek, kısacası halkı üzerinde yük olarak gören bir anlayış tarafından sağlıkta kar elde etmek için ne varsa yapılacaktır.
Özelleştirmenin halk ve çalışanlar açısından ne anlama geldiğini yaşayarak karşı duran en yakın örnek TEKEL işçileri olmuştur. Bir gerçeğin altını çizmekte sonsuz yarar vardır: Hastanelerin özelleştirilmesi TEKEL’e, şeker fabrikalarına, bankalara, otoyollara, eğitime, PTT’ye, havayollarına…benzemez. Kuşkusuz onların da özelleştirilmesi çok olumsuzdur. Ancak insanların acıları, hastalıkları nedeniyle gitmek zorunda oldukları hastanelerin özelleştirilmesi telafisi imkansız sonuçlar doğurur. Amerika örneği parasız, kar getirmeyen yoksul hastaların taksilerle başka hastanelerin önüne bırakıldığı insanlık dışı uygulamalara tanıktır. Parası olmadığı için hastaneye gel(e)meyenler ise trajedinin diğer yüzüdür.

Tasarıyla, bugüne kadar ki özelleştirme tecrübeleri ışığında, çalışanlar için mevcut statünün kaybı ve hakların yok edilerek herkesin “4-C’li” olacağı gizlenememektedir. En fazla taşeron işçinin çalıştığı sağlık alanının bütün çalışanlarının güvencesizleştirilmesi hedeflenmektedir. İstihdam modeli olarak sözleşmeli çalışmaya geçilmesi, yerelleşme ve özerkleştirme ile hastanenin her anlamda bir rant alanı haline getirilmesidir. Bu tasarı ile sağlık çalışanlarına daha uzun süre çalışma dayatılacak, ama aynı zamanda vatandaş da daha fazla katkı-katılım payı, fark ücreti ödeyecektir. İşin özü parasız hizmete ulaşmak bütünüyle olanaksızlaşacak, devlet hastanesi olarak bilinen hastanelerin artık tamamen özel hastanelerden bir farkı kalmayacaktır.

Kamu Hastane Birlikleri yasa tasarısı ile amaçlanan nedir?
Sağlık alanını bir kar alanı olarak gören piyasacı anlayış ilaç ve teknoloji üzerinden önemli bir kazanç elde etmektedir. Dünya ölçeğinde Türkiye son beş yıl içerisinde ilaç pazarı olarak en çok büyüyen ilk beş ülke arasına girmiş ve büyüklük olarak dünyadaki 13. pazar olmuştur. Teknoloji de ise dev tekeller “en yeni teknolojilerin ilk lansmanını Türkiye’ye yaptıklarını” söylemektedirler. Ancak yetmemektedir. Artık büyük sermaye doğrudan hizmet sunumuna da girmek istemektedir ve yıllardır yapılan hazırlıkların bir aşaması olarak “tam gün” yasasından sonra KHB yasa tasarısı da TBMM Genel Kurul gündemine gelmektedir.
Bilindiği gibi Türkiye’de 60 üniversite, 400 kadar da özel ve Sağlık Bakanlığı’na da bağlı yaklaşık 800 hastane bulunuyor. Hastaneler tedavi edici hizmetlerin -birinci basamak dışında- yürütüldüğü yerler olup üretilen tedavi edici sağlık hizmetinin en büyük kısmı Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerdedir. Sağlık Bakanlığı hastanelerinin de piyasada rekabet koşullarında hizmet sunabilmesi için “dönüştürülmesi” gerekmektedir. Bu dönüşüm “yerelleşme, özerkleşme” olarak sunulmaktadır. Bunun bir yalan olduğu bilinmektedir. Ayrıca yerelleşmenin de KHB’nin mevcut yapısıyla hastaneleri yandaşlar için arpalık haline getireceği bellidir. KHB ile devletin üzerinden bir “yük” daha atılmakta, yandaşlar içinse karlarını daha da yükseltme olanakları yaratılmaktadır.

Biz sağlık çalışanlarının temsilcisi örgütler olarak KHB yasa tasarısının doğuracağı olumsuzlukların çok ciddi olacağını düşünüyoruz. Bu dönüşümün sağlık emekçileri kadar hatta daha fazla olarak halkı ilgilendirdiğini ve hizmet almasını olumsuz etkileyeceğini biliyoruz. Bu nedenle bütün topluma “olağanüstü hal” çağrısında bulunuyoruz.
İlk olarak çağrımız sağlık alanındaki bütün örgütlü yapılara: Uzun bir süredir sağlık alanındaki meslek örgütü, sendika ve dernekler olarak bir arada yürüttüğümüz değerlendirme, paylaşma, ortak etkinlik yapma vb. çalışmalarımızın bugüne kadar gelmemiş/gelememiş sağlık alanındaki bütün örgütlere açık olduğunu bu vesileyle bir kez daha hatırlatıyor ve davet ediyoruz.
Biliyoruz ki Türkiye’de haklarımıza yapılan saldırılar bütün toplumu ilgilendirmektedir. Sağlık alanında yaşananlar ve yapılmak istenenler ise tartışmasız olarak böyledir. O nedenle siyasi partilerden, sendika konfederasyonlarına, tek tek sendikalara, hak mücadelesi yürüten bütün örgütlü yapılara kadar KHB yasa tasarısı nedeniyle sağlık alanında yaşananlara dikkat çekmek, birlikte karşı durmak ve halkın yararına düzeltmek için çaba harcamaya çağırıyoruz.

Önümüzdeki günlerde bu çağrı çerçevesinde kamuoyunun bilgilenmesi ve tutum alması için çabalarımızı ortaklaştırarak çalışacağımızı duyuruyoruz..

-Siyasi parti, konfederasyon, emek-meslek örgütleri, hasta hakları dernekleri vb. yapılar ziyaret edilecek.

-Nisan ayı içerisinde belirlenen bölgeler de bilgi veren toplantılar düzenlenecek, toplantı duyuruları kamuoyu ile paylaşılacak.

-5-9 Nisan 2010 tarihlerinde KHB yasa tasarısı ile ilgili hastanelerde ve merkezi yerlerde “referandum” sandıkları kurulacak..

-Sonuçlar kamuoyu ile paylaşılacak.

-Katılımcı örgütlerle tasarının geri çekilmesi için grev tarihi değerlendirilecek ancak yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu’na belirlenen tarihten önce geldiği takdirde grev dahil her türlü meşru etkinlik yapılacaktır.

-26 Mayıs 2010 tarihinde KESK, DİSK, TÜRK-İŞ ve Kamu SEN’in aldığı bir günlük grev kararını sağlık alanının talepleri ile ilişkilendirmek için çalışma yürütülecektir.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ
TÜRK DİŞHEKİMLERİ BİRLİĞİ
SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI
DEVRİMCİ SAĞLIK İŞ SENDİKASI
TÜRK MEDİKAL RADYOTEKNOLOJİ DERNEĞİ
TÜM RADYOLOJİ TEKNİSYENLERİ VE TEKNİKERLERİ DERNEĞİ
TÜRK HEMŞİRELER DERNEĞİ
ÇEVRE VE SAĞLIK DERNEĞİ
SÖZ-SEN

 




Bilgisayarlı Tomografi Sistemlerinde Radyasyondan Korunma Ve Performans Testleri Bilgilendirme Semineri

Türk Medikal Radyoteknoloji Derneğinin düzenlediği,Ufuk Üniversitesin ev sahipliği yaptığı ve TAEK yetkililerinin Eğitim vereceği “BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ SİSTEMLERİNDE RADYASYONDAN KORUNMA VE PERFORMANS TESTLERİ BİLGİLENDİRME SEMİNERİ” 24-25 Ocak 2014 Tarihinde ANKARA da yapılacaktır.
Bilgilendirme Semineri uygulamalı olacağından katılımcı sayısı sınırlıdır.
Katılım Ücretsizdir. Katılım Belgesi verilecektir.
Başvuru Kayıtları: tmrtder@hotmail.com adresine yapılacaktır.TAEK




Radyoteknolojide Güncel Yenilikler Sempozyumu – Aydın 7 Aralık 2013

Türk Medikal Radyoteknoloji Derneğinin Düzenlediği , Radyoteknolojide Güncel Yenilikler Sempozyumu AYDIN Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinde yapıldı. Toplantıya Aydın ve ilçelerinden katılım sağlayan tüm meslektaşlarımıza, eğitimimiz de bilimsel destek sunan PROF DR YELDA OZSUNAR DAYANIR , PROF DR YAKUP YÜREKLİ ,YRD DOÇ DR YASEMİN DURUM, UZM.RAD.DR ÖZÜM TUNÇ YÜREK hocalarımıza,Başta GE HEALHT CARE –OPAKİM, KONİCA MİNOLTA, MES MEDİKAL VE ULTRA GÖRÜNTÜLEME ÇALIŞANLARINA teşekkürler, Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği Yönetim Kurulu

 

”]1455110_563858013689432_1103117456_n 1479430_563857337022833_1238362651_n




İl Temsilcileri Toplantısı yapıldı.

5 Ekim 2013  TMRT-DER İl Temsilciler Toplantısı Ankara Üniversitesi Rektörlük Yerleşkesinde yapıldı.




Genel Kurul Duyurusu

Değerli Üyelerimiz,
Türk Medikal RadyoteknolojiDerneği’nin Olağan Genel Kurulu 9 Kasım 2013 Cumartesi günü Saat:15:00 de Tedaş Genel Müdürlüğü Misafirhanesi
Nilüfer Salonunda İnönü Bulvarı No:27 Balgat -Ankara adresinde yapılacaktır. Tüm üyelerimiz davetlidir.

Yönetim Kurulu Başkanı
Nezaket ÖZGÜR




9. Radyoteknoloji Kongresi ve Mesleki Eğitim Semineri yapıldı.

DOKUZUNCU RADYOTEKNOLOJİ KONGRESİ VE MESLEKİ EĞİTİM SEMİNERLERİ GERÇEKLEŞTİ DERNEĞİMİZİN BAŞKAN YARDIMCISI KONGRE SEKLETERİ AHMET GÖK’ün SAĞLIK DERGİSİNE VERDİĞİ RÖPORTAJ

Türk Medikal Radyoloji Derneği tarafından, Radyoloji- Radyoterapi ve Nükleer Tıp teknisyen, tekniker ve iyonizan radyasyon çalışanlarına yönelik düzenlenen Dokuzuncu Ulusal Radyoteknoloji Kongresi ve Mesleki Eğitim Seminerleri 7-9 Ekim 2011 tarihleri arasında Çeşme’de gerçekleşti.

Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Dokuzuncu Ulusal Radyoteknoloji Kongre Sekreteri Ahmet GÖK, Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği ( TMRT-DER ) olarak mesleki taleplerimizi dile getirmek ve radyoteknoloji alanındaki yenlikleri takip etmek amacıyla iki yılda bir ulusal çapta kongre düzenlediklerini belirtti.

Türk Medikal Radyoloji Derneği tarafından, Radyoloji- Radyoterapi ve Nükleer Tıp teknisyen, tekniker ve iyonizan radyasyon çalışanlarına yönelik düzenlenen Dokuzuncu Ulusal Radyoteknoloji Kongresi ve Mesleki Eğitim Seminerleri 7-9 Ekim 2011 tarihleri arasında Çeşme’de gerçekleşti.

Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği Başkan Yardımcısı ve Dokuzuncu Ulusal Radyoteknoloji Kongre Sekreteri Ahmet GÖK, Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği ( TMRT-DER ) olarak mesleki taleplerimizi dile getirmek ve radyoteknoloji alanındaki yenlikleri takip etmek amacıyla iki yılda bir ulusal çapta kongre düzenlediklerini belirtti.

Türk Medikal Radyoloji Derneği ( TMRT-DER )
Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği temelleri 1992’ de Antalya’da düzenlenen Radyoloji Seminerinde atılmış olup, 1995’de Medikal Radyoloji Teknisyenleri adıyla İzmir’de kurulmuştur. Türk Medikal Radyolojİ Derneği Başkan Yardımcısı Ahmet GÖK, ‘’1998’de T.C. İçişleri Bakanlığı’ndan alınan izinle derneğimiz isminin önüne ‘’Türk’’ adını alarak tüm; Radyoloji, Radyoterapi, Nükleer Tıp, alanlarında hizmet veren iyonizan radyasyonla çalışanları kapsayacak şekilde Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği olarak hizmet vermeye başlamıştır. Radyoloji teknisyenlerinin, alanlarındaki tüm gelişmelerden yararlanmasını sağlıyoruz, bu anlamda meslek eğitim seminerleri ve kongreler düzenliyoruz. Uluslararası alanda da kongreler düzenleyeceğiz’’ şeklinde konuştu.
Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği Başkan Yardımcısı Ahmet GÖK, kongre ve dernek çalışmaları hakkında Sağlık Dergisi’ne dataylı bilgiler verdi. Ahmet GÖK, ‘’Kongremizin ana teması ‘’Düşük Doz Radyasyon ve Tüm Modalitelerde Teknolojik Gelişmeler’’ olup, kongre’nin konu başlıkları şöyledir: Konvansiyonel Radyoloji, Çok Kesitli BT, Manyetik Rezonans, Nükleer Tıp, Radyoterapi ve Özlük Haklarıdır’’ dedi ve sözlerine devam etti; ‘’Sağlığımızı Korumak, özlük haklarımıza sahip çıkmak, eğitimimizin lisans düzeyine çıkartılmasını, meslek tanımımızın yapılarak, mesleki yeterliliklerin belirlenmesini sağlamayı görev edinen derneğimiz, ücret politikasının iş yükü ve iş riskine göre belirlenmesinin gerekliliğini her platformda dile getirmekte ve çalışmalar yürütmektedir. Özlük hak kayıplarının olmaması için büyük özveri göstermektedir. TMRT-DER; Uluslar arası Radyografer ve Radyoloji Teknisyenleri Derneği olan ISRRT’e üye olup uluslar arası alanda temsil edilme ve bu platformda görüş alış verişinde bulunarak mesleğimize tüm dünya ülkeleri ile paralelliği yakalayabilme fırsatına sahiptir. Derneğimiz, Ulusal çapta ‘’ Türk Radyoloji Derneği’’ ve ‘’ Türk Manyetik Rezonans Derneği’’ ile işbirliği içinde olup ortak çalışmalar yürütmektedir.’’
Bilim ve teknolojik gelişmeler sayesinde ileri tekniklerin günümüzde daha ucuz ve kolay erişilebilir hale geldiğini vurgulayan Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği Başkan Yardımcısı Ahmet GÖK, Radyoloji bilimi sadece röntgen ile bile önemli bir alan oluturmuştur. Türkiye’nin cihaz konusunda yeterli olduğunu söyleyen Ahmet GÖK, Tanı koymak cihazlar sayesinde daha da kolaylaştı diye sözlerine ekledi. Ayrıca Ahmet GÖK, radyoloji alanında alınan eğitmin önemi üzerinde durarak,’’Teknisyenler lise mezunu, teknikerler yüksekolkul mezunu, Avrupa’da bunun eğitimini veren lİsansüstü eğitmleri var. Biz bu eğitici görevini yapacak 3 yıllık ve 4 yıllık eğitimciler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Böylece daha verimli çalışmalara imza atacağız’’ dedi. Kongre’ye konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Tamer Kaya ‘’Günümüzde Radyografi’nin Yeri ve Önemi’’ hakkında teknisyen ve teknikerlere bilgi verdi. Kaya, ‘’ Özellikle son otuz yılda, neredeyse her on yılda bir yeni görüntüleme modalitesinin katılımı ile zenginleşmiştir. Tüm modaliteler tek başına bir alan oluşturabilecek kadar üst düzey özelliğe sahiptir. Dijital Röntgen teknolojisi ile günümüzde röntgende doz ayarlama ve görüntü kaltesi sorunu önemli oranda aşılmıştır. Ancak bu alanda yeni kuşaklara önemli bilgi aktarımı ve eğitim eksikliği olduğu da bir gerçektir. Radyografik uygulamalar görüntü değerlendirmede olduğu gibi görüntüyü oluşturmada da çok beceri gerektiren bir alandır. Radyografi uygulamalarında başlıca uygulama ve röntgen fiziği olmak üzere meslek sonrası eğitimin uygun aralıklarla güncellenmesi gerektiği açıktır’’ şeklinde konuştu.

Kongre’nin Ana Teması

Sağlık Hizmeti Bir Bütündür

’Radyasyonu en düşük dozda ve en zararsız şekilde nasıl kullanbiliriz’’ sorusuna yönelik çalışmalar yaptıklarını ifade eden Ahmet GÖK, ‘’Sağlık hizmeti bir bütündür. Kanun, radyasyon emekçileri için ayda 44 saat radyasyonla fazladan mesai yapılmasını zorunlu kılarken, hekimlere sözde yaptığı iyileştirmeyi bile yapmamıştır. AB ülkelerinde 1 man- Sievert doza maruz kalmanın maddi karşılıkları hesaplanmıştır. Ülkemizde bir doza maruz kalmanın maddi değeri ve korunma önlemlerine ilişkin bir hesaplama cetveli oluşturulmamıştır. Yapılması yasal zorunluluk olan sağlık taramaları yapılmamaktadır. Birçok iyonizan radyasyon çalışanı başta kanser olmak üzere diğer rahatsızlıklarla da mücadele etmektedirler. Topluma sağlık hizmeti sunmak için sağlıksız ortamlarda çalışarak hasta olmaktadırlar. Kullandıkları cihazlarının çoğunun ruhsatlandırılması yoktur. Kalibrasyonları, doğruluk testleri yapılmamaktedır. Avrupa’daki meslektaşlarımızın çalışma ortamları, eğitimleri bizim ülkemizde uygulanamamaktadır. Teknikerlere düşen hasta sayısının farkı giderilmemiştir. Mesleki yeterliliğİ olmayan alan dışı personel bu alanlarda çalıştırılmaya devam edilmektedir Biz bu sorunları en aza indirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz’’dedi.

Teknolojik Gelişmeler ve İleri Teknikler

Radyoloji ve Sanat

Türk Manyetik Rezonans Derneği Başkanı, aynı zamanda Kongre Onursal Başkanı olan Doç. Dr. Fazıl Gelal ve Ankara Üniversitesi’nden katılan konuşmacılar kongreye katılarak bilgi ve düşüncelerini paylaştılar. Ayrıca kongre’ye sekiz büyük firma da katıldı.Dokuzuncu Radyoteknoloji Kongresi ve Eğitim Seminer’inde sosyal faaliyetlerde düzenlendi. Radyoloj Teknikeri Ressam Gülay Karakuş ‘’ Radyoloji ve Sanat’’ konulu radyoloji görüntülerinden oluşan bir resim sergisi sundu. Ayrıca açılışta yine Radyoloji Taknikeri olan Neyzen İlknur Sakoğlu, katılımcılara Ney dinletisi yaparak büyük beğeni topladı.

 




Basın Açıklaması

Basın Açıklaması

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, SES Genel Başkanı Dr. Çetin Erdolu, TMRT-Der Başkanı Nezaket Özgür ve Türk Hemşireler Derrneği adına Gülten Koç’un katıldığı basın toplantısında, süresiz grev de dahil olmak üzere yürütülecek eylem süreci hakkında bilgi verildi.

Sağlık alanının örgütleri, 2 Kasım gece yarısı sağlık alanının bileşenlerine, TBMM’ye bile sorulmadan, tartıştırılmadan Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanan Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile ilgili mücadele ve eylem sürecini 21 Aralık’ta başlatıyor. Konu ile ilgili olarak bugün (1 Aralık 2011) TTB’de bir basın toplantısı düzenlendi.