27 Aralık 2014 Manyetik Rezonans Görüntüleme Eğitim Semineri

‘’Manyetik Rezonans Görüntüleme Eğitim Semineri’’
27 Aralık 2014 ANKARA

Türk Medikal Radyoteknoloji Derneğinin düzenlediği Turgut Özal Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleşen ‘’Manyetik Rezonans Görüntüleme Eğitim Semineri’’ Turgut Özal Üniversitesinin Etlik Kampüsün de ANKARA yapıldı.
Eğitim Seminerine ev sahipliği yapan Turgut Özal Üniversitesi Rektörüne,
Açılış konuşmaları için;
Turgut Özal Üniversitesi Sağlık Bilimleri Meslek Yüksek Okulu Müdürü,Doç Dr. Mehmet Kaya
Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği Başkanı NEZAKET ÖZGÜR
Eğitim Seminerine eğitim desteği sağlayarak bizleri onurlandıran değerli konuşmacı hocalarımıza; Sayın,Prof Dr İLHAN ERDEN
Sayın, Doç.Dr.KAYIHAN AKIN
Sayın Yrd.Doç.Dr. Levent VURGUN
Sayın UZ.DR.ELİF PEKER
Sayın Öğr.Göv. GÜLHAN KAYA
Sayın Öğr.Göv. AHMET KAYA
Sayın,Yrd.Doç.Dr TUFAN ŞİRİN
Sayın, ÖZGÜR DEMİRKILINÇ
Sayın,AYDIN KURAN
Sayın,NAZIM TOPCU
Sayın,HAKAN KUTLU
Sayın,İHSAN FAZLIOĞLU
Sayın, HAKAN ÇAKIR
Sayın,ŞÜKRÜ DOGAN
Sayın,HALUK ŞENGÜL’e
Sayın,SEYHAN ERDEM ve YUNUS ÖZGÜL sunuları ve teknik destekleri teşekkürler.
Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği Yönetim Kurulu




Manyetik Rezonans Görüntüleme Eğitim Semineri

IMG_1439




Derneğimiz Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Barış Cavlı 2014 Radyoloji Teknikerliği ve Sorunları Sempozyumuna Katıldı

PLATO MESLEK YÜKSEK OKULU’NUN DÜZENLEMİŞ OLDUĞU 2014 RADYOLOJİ TEKNİKERLİĞİ VE SORUNLARI SEMİNERİNE PANALİST OLARAK KATILAN DERNEĞİMİZ YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI BARIŞ CAVLI SEMİNERE KATILAN RADYOLOJİ TEKNİKERLİĞİ ÖĞRENCİLERİ VE RADYOLOJİ TEKNİSYENİ VE TEKNİKERLERİNE GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KAZANMIŞ OLDUĞU DENEYİMLERİ,KARŞILAŞILAN SORUNLARI VE İLGİLİ PROGRAMDA YAŞANAN AKADEMİK VE TEKNOLOJİK GELİŞMELERİ KAZANMIŞ OLDUĞU TECRÜBELER İLE AKTARMIŞTIR.




2014 Radyoloji Teknikerliği ve Sorunları

IMG_1318

 

T.C. PLATO SAĞLIK MESLEK YÜKSEK OKUNUNUN 04/12/2014 TARİHİNDE DÜZENLEYECEĞİ PANELE TÜRK MEDİKAL RADYOTEKNOLOJİ DERNEĞİ BAŞKAN YARDIMCISI BARIŞ CAVLI PANALİST OLARAK KATILACAKTIR.SAYGILARIMIZLA
TÜRK MEDİKAL RADYOTEKNOLOJİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU




Tomografiden Sonra Mutlaka Çok Su İçin

‘İlaçlı tomografiden sonra mutlaka çok su için’Tıpta görüntüleme yöntemlerinden biri olan tomografinin, kullanılan ışınların zararlı etkileri nedeniyle, mecbur kalınmadıkça çekilmemesi gerektiği belirtildi.
Türk Radyoloji Derneği İkinci Başkanı ve Yıldırım Beyazıt Hastanesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Halil Arslan, son 25 yılda ultrason, renkli doppler,   bilgisayarlı tomografi, MR gibi yöntemlerin kullanılır hale gelmesiyle tıpta görüntüleme yöntemlerinde çığır açıldığını söyledi.

Bu cihazların günümüzde tanının vazgeçilmez araçları olduğunu ifade eden Arslan, bunların sağlık problemlerinin tespitinde ileri yöntemler olduğunu belirtti.

Bu testlere ulaşmanın Türkiye’de kolay ve ucuz olduğuna dikkati çeken Arslan, şunları kaydetti:

“Günümüzde tomografi çekimleri zaman zaman gereksiz olabiliyor, hastaların istekleri doğrultusunda olabiliyor. Bazı insanlar hastanelere başvurduklarında, akıllarda MR ve tomografi çektirmek oluyor, doktorlardan bu testlerin yapılmalarını istiyorlar. Tomografide geldiğimiz noktada bazı riskler var. İhtiyaç olduğunda tomografi vazgeçilmez en önemli yöntemlerden biri, ancak tomografide kullanılan X ışınlarının zararlı etkileri bulunuyor. Gerekmedikçe veya ultrason, MR gibi yöntemlerle tanı konulamıyorsa, tomografiyi ikinci planda düşünmek lazım. Bir kısım hekimlerin de yanlış istemleri olabiliyor. Tomografiyi daha bilinçli kontrollü tetkik, yöntem olarak kullanmakta fayda var”

TOMOGRAFİDEKİ X IŞINLARININ KANSER YAPICI ETKİSİ

Tomografinin kanser taramaları başta olmak üzere vücudun her parçasında ileri yöntem olarak kullanıldığını anlatan Arslan, ancak tomografi öncesinde mutlaka diğer yöntemlerin uygulanması, şüphenin devam etmesi halinde bu yöntemin tercih edilmesi gerektiğini söyledi.

Arslan, “Bir araştırmaya göre, günümüzdeki kanser vakalarının yüzde 2’sinden tomografi kaynaklı X ışının sorumlu olduğu tespit edilmiş. Bunların yüzde 100 doğruluğunu ortaya koyacak çalışmalara ihtiyaç var ama bu bile ciddi bir ihtimal” görüşüne yer verdi.

“İLAÇLI GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİNDE ÇOK SU İÇİLMELİ”

MR ve tomografide tetkike göre renkli ilaç verilerek de tarama yapıldığını anlatan Arslan, bu ilaçların da zararlı etkileri bulunduğunu, özellikle böbrek problemleri olan hastaların bu tetkikler öncesi görevlilere mutlaka durumlarını bildirmesi gerektiğini söyledi.

Daha çok kanser taramalarında kullanılan renkli ilaçlarının yan etkileri bulunduğuna, bunların böbrek yetmezliği ya da başka sistematik hastalıklara neden olabileceğine dikkati çeken Arslan, böyle bir tetkikin yapılması durumunda ise kişilerin bol su içerek vücuttan bunların bir an önce atılmasını sağlamaları gerektiğini dile getirdi.

Girişimsel radyoloji hakkında da bilgi veren Arslan, görüntüleme yöntemlerinin eşliğinde iğne ya da tel kullanılarak, büyük bir kesi yapmadan lezyona ulaşılabildiğini, parça alınabildiğini, kist boşaltılabildiğini damar tıkanıklarının açılabildiğini bildirdi.

Arslan, “Yaklaşık 100 yılda radyoloji tıbbın en popüler dallarından biri oldu. Tedaviye yönelik yöntemler ve girişimsel yöntemlerle bir çok hastalığa umut ışığı oldu. Girişimsel radyoloji ile de ağır tedavi yöntemleri yerine, artık hastalar sabah gelip, kist boşaltıp, anjiyo olup akşam evlerine dönebiliyorlar” şeklinde konuştu.

Öte yandan Arslan, radyoloji alanında yeni bilgi paylaşımlarının yeni çalışmaların ortaya konulacağı “35. Ulusal Radyoloji Kongresi”nin Antalya’da 11-15 Kasım’da ülke genelinden 1600 radyolog ve 25 ülkeden 150’ye yakın uluslararası katılımcıyla gerçekleşeceğini kaydetti.




Tıbbi Görüntüleme Eğitiminin Yükseltilmesi ve Meslek Tanımı Çalıştayı

Eğitimimizin lisans düzeyine çıkartılmasını hedefleyen çalışmalar yürüten Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği (TMRT-DER) Akademisyen hocalarımızdan, alanda çalışan meslektaşlarımızdan, yetkili kurum ve kuruluşları , sivil toplum temsilcilerinin de katıldığı bir komisyon ile Tıbbi Görüntüleme Eğitiminin yükseltilmesi ve Meslek Tanımı Çalıştayı 26 Eylül 2014 tarihinde İzmir 9 Eylül Üniversitesin de düzenlemiştir. Çalıştaylarda ele alınan Meslek Adı,  Meslek Tanımı,  Bölüm ve Okul adı başlıklı konular üzerinde çalışılmış sonuçları YÖK, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetkili kurumlar ve siz değerli meslektaşlarımızla paylaşılacaktır. Görev yetki ve sorumlulukları, müfredat belirleme gibi konuların ele alınacağı çalıştaylar  derneğimiz tarafından planlanmaktadır.




8 Kasım X-Işınlarının Keşfi Radyoteknoloji Günü

AdsızTÜRK MEDİKAL RADYOTEKNOLOJİ DERNEĞİ OLARAK  TÜM MESLEKTAŞLARIMIZI     8 KASIM X-IŞINLARININ KEŞFİ RADYOTEKNOLOJİ GÜNÜNDE  ATAYI ANMA VE MOZELEYE MOLEYEZE ÇELENK KOYMA ETKİNLİĞİNE DAVET EDİYORUZ.
TARİH:8 KASIM 2014 CUMARTESİ
SAAT:09:00 ASLANLI YOL
09:45:RESMİ TÖREN




Fobisi olanlar MR’ye ters girebilir…

Tıpta görüntüleme yöntemi olan MR (manyetik rezonans) cihazlarında kapalı kalma korkusu yaşayanlara, gelişen teknolojiyle yeni çözümler sunuluyor.
Türk Manyetik Rezonans Derneği (TMRD) Başkanı Prof. Dr. Muhteşem Ağıldere, görüntüleme amacıyla tıpta yaklaşık 35 yıldır kullanılan bir yöntem olan manyetik rezonans ile birçok hastalığa teşhis konulduğunu ve tedavi planlaması yapıldığını belirterek, MR’ın bugüne kadar gösterilmiş hiçbir yan etkisi bulunmadığını söyledi.

MR’ın en önemli özelliğinin radyasyon kullanılmaması olduğunu vurgulayan Ağıldere, radyasyon kullanılan tetkiklerin röntgen, bilgisayarlı tomografi (BT) ve anjiyografi olduğunu söyledi. Ağıldere, “Zaman zaman MR konusunda vatandaşın radyasyon alacağına dair kaygısı oluyor. İnsanların hiçbir kuşkusu olmasın, MR’da en ufak bir radyasyon kullanılmıyor” dedi.
GEREKSİZ MR ÇEKİMİ
Türkiye’de dünyanın gelişmiş ülkeleri ile karşılaştırıldığında MR cihaz sayısının pek çok gelişmiş Avrupa ülkeleri ile benzer durumda olduğuna işaret eden Ağıldere, MR cihazlarının yaş ortalamalarının da genç olduğunu, bunun Türkiye’nin teknolojik olarak iyi bir yerde olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Ancak MR tetkik sayılarının pek çok gelişmiş ülkeye göre daha fazla olduğuna dikkati çeken Ağıldere, şunları kaydetti:

“Türkiye’de birçok hasta kendisine MR çekilmedikçe rahat etmiyor. Bu da gereksiz MR sayısını artırıyor. Bunun olumlu ve olumsuz yönleri vardır. Hastalara daha iyi ve nitelikli tedavi planlanması açısından ve bu teknolojiyi doğrudan üretmeyen bir ülke olarak yüksek teknolojiyi kullanılırken temel tıbbi yöntemler ihmal edilmemeli ve fizik muayene, hikaye alma dediğimiz hastaların muayene edilmesi işlem ve sürelerinin mutlaka iyileştirilmesi gerekir. Bu gereksiz tetkik ve tekrarları azaltacaktır. Öte yandan MR gibi yüksek bir teknolojiye hastalarımızın kolay ulaşabilir olması hastalıkların teşhisini ve tedavi planlamasını kolaylaştırmaktadır. Bu çelişki gibi gözüken iki noktanın dengelenmesi çözüm noktasıdır. Bu konularda iyileştirme sağlanması, eğitimin artırılması, gerekli-gereksiz tetkik, uygun tetkik ve tedavi tartışmalarına mutlaka bir çözüm getirecektir.”
MR’DA KAPALI ALAN KORKUSU GİDERİLİYOR
MR çekimlerinde esas olan kapalı yer korkusuna ait ön yargının geliştirilmesi olduğunu belirten Ağıldere, MR’da gelişen teknolojiyle kapalı kalma korkusuna ilişkin de yeni çözümler geliştirildiğini ifade etti. Ağıldere, şunları söyledi:

“Hastaların yüzde 10-15’i cihaza girmek istemiyor, cihazı mezara benzetiyor. Daha önceden MR’a girmiş olan bir hasta deneyimini MR çektirecek başka bir hastaya olumsuz yönde aktarabilmekte, bu da gereksiz endişelere yol açmaktadır. Gelişen teknolojiler ile birlikte kapalı yer korkusu olan hastalar için pek çok çözüm üretilmiştir.

Bunlardan en önemlisi MR tetkiklerinin önemli bir bölümünde, alt batın, bel bölgesi, bacaklar, diz, ayak bileği bölgelerinin tetkiklerinde hastalarımızın boy uzunluklarına da bağlı olarak, hastanın başı MR cihazının dışında kalacak şekilde çekim yapılmakta ve hasta cihaza ters girerek kapalı yer korkusu sorunu çözülmektedir.

Ayrıca gelişen teknolojiler ile birlikte MR cihazının magnet/tünel bölümünün boyu kısalmakta ve genişliği artmakta, bu da kapalı alanı azaltarak ve genişleterek sorunun çözümüne katkıda bulunmaktadır. Bütün bu çözümlere rağmen MR’a giremeyen hastalar ve küçük çocuklarda hafif bir anestezi ile çekim yapılabilmektedir. Burada kullanılan anestezi ameliyatta verilen derin anesteziden farklı olarak hafif bir sedasyon şeklindedir.”
Açık MR olarak tabir edilen cihazların düşük manyetik alana sahip olduğunu, hem görüntü kalitesi hem de ileri uygulamalar yönünden istenilen sonuçların alınamayabileceğini anlatan Ağıldere, “Baş tetkiklerin dışında yeni cihazlarda muayeneler cihaza ters girerek yapılabiliyor. Bu anlamda hastanın endişe etmesine gerek yok. Cihaza girmekten çekinen ve korkan kişilerin çoğu bunu bilmiyor, açık MR talep edeceğine, beni cihaza ‘ters alın’ diyebilir” şeklinde konuştu.

 




Sağlık Çalışanlarında İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Sempozyumu 18-19 Ekim 2014

Radyolojik Risklere Bagli Is Kazalari ve Meslek Hastaliklari Calisma Grubu
Türk Medikal Radyoteknoloji Derneğimizin de arasında olduğu Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Çalışma Grubunun Düzenlediği Sağlık Çalışanlarında İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Sempozyumu 18-19 Ekim 2014 İstanbul Tabip Odasında  yapıldı.Sempozyumun çalışma gruplarından biride  Radyolojik Risklere Bagli Is Kazalari ve Meslek Hastaliklari Calisma Grubu idi.Çalışma grubu; Radyolojik Risklere Bagli Is Kazalari ve Meslek Hastaliklari raporunu hazırladı.
TMRT-DER  Radyolojik Risklere Bagli Is Kazalari ve Meslek Hastaliklari Calisma Grubu yürütücülüğüne Aliye ERBAY, Ahsen BÜYÜKASLAN görevlendirildi.
Sempozyum kitabı çalışmaların değerlendirilmesinin ardından yayınlanacaktır.




Tıbbi Görüntüleme Eğitiminin Yükseltilmesi ve Meslek Tanımı Çalıştayı

Eğitimimizin lisans düzeyine çıkartılmasını hedefleyen çalışmalar yürüten Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği (TMRT-DER) Akademisyen hocalarımızdan, alanda çalışan meslektaşlarımızdan, yetkili kurum ve kuruluşları , sivil toplum temsilcilerinin de katıldığı bir komisyon ile Tıbbi Görüntüleme Eğitiminin yükseltilmesi ve Meslek Tanımı Çalıştayı 26 Eylül 2014 tarihinde İzmir 9 Eylül Üniversitesin de düzenlemiştir. Çalıştaylarda ele alınan Meslek Adı,  Meslek Tanımı,  Bölüm ve Okul adı başlıklı konular üzerinde çalışılmış sonuçları YÖK, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetkili kurumlar ve siz değerli meslektaşlarımızla paylaşılacaktır. Görev yetki ve sorumlulukları, müfredat belirleme gibi konuların ele alınacağı çalıştaylar  derneğimiz tarafından planlanmaktadır.